25 Şubat 2015 Çarşamba

Hep sevmişimdir şehirleri insanlarıyla tanımlamayı, bilirsin
Bu şehir de hep sen adam
Her sokağı, her dönemeci sen
Her yokuşunda seninle yoruldum,
Her yağmurunda seninle ıslandım,
Her rüzgarında senle tir tir titredim be adam
Şimdi nasıl zor ah bilsen
Gündüzleri değil de, gecelere zor demek bile az kalıyor adam
Dediğin gibi bakıyorum hayatıma; yeni insanlar tanıyorum mesela,
sağolsunlar pek de seviliyorum
yeni yerler görüyorum, e evet tabi yapıyorum da canımın istediğini,
senin istemediğin benimse yanıp tutuştuğum özgürlüğümün dibindeyim anlayacağın
Ama ne var biliyor musun?
Neymiş asıl gerçek, neymiş beni tamamlayan ?
Sen be adam, ah sen.
Hiçbiri vermedi bana seninleyken olan mutluluğumu
Her espri güldürdü de, kahkahalar koparttıramadı adam
Her ilgi hoş elbet ama olmadı adam, tutmadı senin beni düşünüşlerinin yerini
Ne kolay uyurdum geceleri, senli ya da sensiz
Şimdi her gecem yalvarış uyuyabilmek adına
Her gecem korkulu, eziyet
Her gecem kendime "yapma, uzanma o telefona" telkinleriyle dolu
A gece demişken;
yine dün gece uyuyamamıştım ama öncekilerden de farklıydı bu
yerimde duramadım neden bilmem
Ah adam, ya aldattın beni; ki bilirim ki sen de ağlaya ağlaya yapabilirsin bunu ancak,
ya da sen de çok özledin, sen de duramadın yerinde
Her ne olduysa adam, heer -ne- ol-duy-sa
Ben delirmenin eşiğine geldim adam
Dokunduysa ellerin benden bir başkasına, bilmiyorum ne diyeyim ama
ne aklım ne midem alıyor benim bizi birbirimizden başkalarıyla düşününce,
tek dileğim oluyor karşıma çıkması
Ama ya özlediysen? sen de öldüysen özlemekten ?
İşte o zaman sana dünyada kızılabilecek eeen çoooook kadar çok kızıyorum,
Kızıyorum hem de nasıl;
sen bana gelmeden nasıl durursun ah gözünü bile sevdiğim, bana bakarken eriyen gözlerini,
bana konuşurken sesinle ahenklenen nefesine öldüğüm,
sen böyle bana gelmeden nasıl durdun ?
Diyeceksen ki "ya sen" ?
Ah be adam, ben senin hiçbir gelişini ben yüz kere de gelsem değişmem ki benim gelişlerime
O mutluluğu vermez bana
Durabilir mi yoksa benim kalbim sensiz ?
Ben ölüyorum korkudan, benim ödüm kopuyor ödüm;
senin gibi bakar mı bana biri bir daha ?
senin gibi erir mi bana ?
senin gibi ömrünü ömrüm yapar mı ?
ya sever mi makyajsız yüzümü senin sevdiğin gibi?
sevmez adam
ben sana baktığım gibi bakamadıkça kimse sevemez
Yani şimdi bana gelince;
Ben uğraşıyorum
hiç tatmadığım bu gelmeyişlerine alışmak için...
bu sen demek olan şehre anlamsızca yeni anlamlar yüklemeye çalışmak için.
selin ayhan




10 Şubat 2015 Salı

Ol-a-mayan bir şey yok

10 Şubat 2015


Ol-a-mayan bir şey yok

Hiçbir şey "olmaz" ya da "olamaz" değilmiş. 
Bunu bazen etlerimi kemire kemire, bazen iliğimi içimden söke, bazen de ölürcesine susturarak öğretti bana hayat pek ala

Mesela İzmir'e asla yağmaz denen kar, yağabilirmiş; bugün şahit oldum.
Dışarıdan sen çağırmadan gelmez dediğin çocuk, karnı acıkınca pek de güzel gelebilirmiş
Saçlarına asla kıyamayan bir kadın, öyle bir buhrana düşüp küt de kestirebilirmiş
Asla yapmam dediği her şey ama heer şey bir gün "mutlaka"sı olabilirmiş insanın
Unutmam dediğin her durumu ve her kişiyi bir gün hiç olmamış gibi bile hissedebilirmişsin
Ki şunu zaten bilirsiniz; 
en çok "gitmem" diyen de bir gün sizi geçtim, kendisi bile fark etmeden yok oluverebilirmiş.
Şu dünyada benden ağlak insan yok desen de, gün gelirmiş ki sen acıdan kıvransan da tek yaş dökemeyebilirmişsin.
Ve kalbimden bildiriyorum bunu okuyan;
olacak iş mi; insan delirircesine sevse de en dönülemeyecek vaziyette vazgeçebilirmiş.
                                                                                      
 selin ayhan

9 Şubat 2015 Pazartesi